Günümüzde ketçap hemen hemen her evde, her lokantada bulunuyor. Ne kadar sağlıklı olduğu tartışılır ama birçok insanın düzenli olarak kullandığı bir gıda. Ketçabın tarihi milattan önceye, Çin İmparatorluğu’na uzanıyor. Peki bu binlerce yıllık tarihin sadece çok küçük bir diliminde bu sosun domatesle yapıldığını söylesem. Hadi gelin bu tarihi beraber inceleyelim.
Hem ülkemizde hem de dünya genelinde ketçap sıklıkla tercih edilen bir sos. Özellikle de mangaldaki et yemeklerinin, patates kızartmalarının yanında. Dünyadan örnek vermek gerekirse yapılan araştımalar ABD’deki her 100 evden 95’inde ketçap bulunduğunu söylüyor. Ketçap diyince benim aklıma doğrudan domates geliyor. Lakin domates bazlı ketçabın icatı 1812 yılına dayanıyor.
Antik Çağlardan Kalma Ketçap
Modern ketçabın atası tamamen domatessizdi. Ketçaba dair ilk bulgular milattan öncesine dayanmakta. Ketçabın öncüsü güney Çin’den gelen fermente edilmiş bir balık sosuydu. MÖ 300’e kadar uzanan metinler; balık bağırsaklarından, et yan ürünlerinden ve soya fasulyesinden yapılan fermente edilmiş macunların kullanımını belgelemeye başladı. Güney Min lehçesini konuşanlar tarafından “ge-thcup” veya “koe-cheup” olarak adlandırılan balık sosu, uzun okyanus yolculuklarında saklanması kolaydı.
Zaten bu kadar eski bir sos için ilk zamanlarda domates kullanılmasını bekleyemezdik çünkü domates bitkileri ilk kez 16. yüzyılda Güney Amerika’dan Avrupa’ya getirilmiştir. Bu döneme kadar Avrupalılar ve Asyalılar hiç domates, patates gibi ürünler yememişlerdir. Bu kişilerin arasında İstanbul’u fetheden şanlı Osmanlı İmparatoru Fatih Sultan Mehmet de var. Bitkiler Avrupa’ya taşındıktan sonra bile insanlar onlara şüpheyle yaklaşıyordu. Mesela ilk zamanlar bazı insanlar domatesin afrodizyak etkisi olduğuna inanıyordu. Bu sebeptendir ki Fransızlar bu meyveye aşk elması manasına gelen “pomme d’amour” demişlerdir. İtalyanlar ise meyvenin ismini koymak için olgunlaşmasını bekleyemeyip altın elma manasına gelen pomodoro ismini vermişlerdir.
18. yüzyılla beraber ketçap Avrupa’da da yaygınlaştı. Fakat Avrupalılar bu sosun içeriğini büyük bir şekilde değiştirdiler. O dönemin yemek kitaplarında istiridye, midye, mantar, ceviz, limon, kereviz ve hatta erik ve şeftali gibi meyvelerden yapılan ketçap tarifleri yer alıyordu. Hâlâ hiç kimse domatesi akıl etmemişti. Bu bileşenler şurup kıvamına gelene kadar kaynatılıyor veya uzun süre tuzla bekletiliyordu. “Gurur ve Önyargı”, “Emma” gibi İngiliz Edebiyatı’nın önde gelen kitaplarının yazarı Jane Austen’ın en sevdiği ketçabın mantarlı olduğu biliniyor.
Domates Ketçabı
Domatez bazlı ketçabın ilk tarifi 1812 yılında ortaya çıktı. Tarifi geliştiren kişi ABD’li bir bilim insanı olan James Mease’di. James’e göre en iyi ketçap domatesten yapılan olacaktı fakat hazırladığı ketçapların içine sirke koymadığı için ketçaplar hemen bozuluyordu. Sirke kullanımının standartlaşması ise günümüzde de önemli bir ketçap üreticisi olan Heinz sayesinde oldu.
O zamanlar piyasaya yeni giren Heinz 1876 yılında; domates, damıtılmış sirke, esmer şeker, tuz ve çeşitli baharatlar içeren ünlü formülünü tanıttı. Ayrıca müşterilerin ne satın aldıklarını görebilmeleri için cam şişelerin kullanımına öncülük ettiler. Bu icattan sonrasını siz gayet iyi biliyorsunuz: Domates ketçabı o kadar yaygınlaştı ki insanlar ketçabı oldu olası domatesli sanmakta. Bu durum da James’in tarifinin ne kadar başarılı olduğunu kanıtlıyor.
Kaynakça: history.com
Bir İtalyan Klasiği: Aperol Spritz’in Tarihi TIKLAYINIZ
Tarihin Tadı: Kahvenin Osmanlı’dan Avrupa’ya Yolculuğu TIKLAYINIZ
Hepimizin Severek Oynadığı İskambil Kağıtlarının Tarihi TIKLAYINIZ
Muhteşem bir yazı. Ellerinize sağlık 🙂