Herkese merhabalar! Bugünkü yazımızda son zamanlarda sıkça duyduğumuz 6284 nolu kanundan bahsedeceğiz. Nasıl ve hangi amaçla kabul edildiğini, kimleri nasıl koruduğuna değineceğiz.
Kanunun Kabul Edilmesi
Bu kanun İstanbul Sözleşmesi yürürlüğe girdikten sonra yapılmıştır. İstanbul Sözleşmesi; 11 Mayıs 2011 tarihinde imzaya açılmıştır. Türkiye bu sözleşmeyi ilk imzalayan ülkedir. Bu sözleşmeyi imzalayan taraf devletler kadına karşı şiddetin önlenmesi adına önlemler alınmalı ve bu kapsamda kanunlar yapmalıdır. Bu bağlamda Türkiye 6284 nolu kanunu; 12 Mart 2012 tarihinde, 11. Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül döneminde, Resmi Gazetede yayımlayarak yürürlüğe soktu.
Kanunun Amacı:
6284 nolu kanun sanıldığının aksine sadece kadınları korumamaktadır. Kanunun amacında belirtildiği üzere; şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadınların, çocukların, aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması ve bu kişilere yönelik şiddetin önlenmesi amacıyla alınacak tedbirleri düzenler.
Erkek mağdurların, aile bireyi ya da tek taraflı ısrarlı takip mağduru olarak bu Kanun ile getirilen korumadan yararlanmaları söz konusu olabileceği gibi 18 yaşının altındaki erkek çocukları da çocuklar kapsamında korumaya girmektedir. Nitekim günümüzde kadınlar, erkeklere oranla daha fazla şiddete uğradığı ve tabiri caizse sesini çıkartamadığı için daha fazla korumaya ihtiyaç duymaktadır. Bu kanunun 1.maddesinin ç fıkrasında bulunan hükme göre, kadınları korumak için alınan tedbirler ayrımcılık olarak nitelendirilemez. Anayasamızın 10.maddesinde de buna ilişkin düzenleme vardır.
Bu kanunda ev ile ilgili birçok terimin tanımına yer verilmiştir. Bunlardan birisi de “ev içi şiddet”tir. Ev içi şiddet olması için yalnızca aile bireylerinden gelmesi gerekmez. Aynı haneyi paylaşan kişilerden bahseder. Bu kişiler ev arkadaşı da olabilir. Kanun bu şiddeti önlemeye yönelik tedbirler alır, şiddet mağdurlarını korur.
Söz konusu kanunda bahsedilen şiddet sadece fiziksel şiddet değildir. Cinsel, psikolojik ve ekonomik şiddete uğrayan kimseler de bu kanundan yararlanabilirler. Ayrıca acı çekmekle muhtemel hareketler tarafından da bu kanun koruma sağlamaktadır. Ekonomik şiddet diğer şiddet türlerine nazaran daha az bilindiği için örnek vermekte fayda var: örneğin evlilik birliği içerisindeki kocanın, eşinin maaşına el koyup ona vermemesi ya da eşinin çalışmasına izin vermemesi ekonomik şiddettir. Kanımızca, teknolojinin gelişmesiyle yeni şiddet türlerinden bahsetmek mümkündür. Siber şiddet diye nitelendirilen şiddet türü ortaya çıkmaktadır. Bu şiddete örnek olarak sosyal medya hesaplarına izinsizce girmek verilebilir.

Kimler Şiddet Mağdurudur?
Kanunun amacında şiddet mağduru olan kişiler sayılsa da tekrar buna değinmekte fayda var. Çünkü kimlerin bu kanundan yararlanabileceğini bilmek önemlidir. Basitçe şiddet mağdurlarını kanun, “şiddet olarak tanımlanan tutum ve davranışlara doğrudan ya da dolaylı olarak maruz kalan veya kalma tehlikesi bulunan kişiyi ve şiddetten etkilenen veya etkilenme tehlikesi bulunan kişiler” olarak tanımlamıştır.
Bu hükmün lafzından anlaşılabileceği üzere şiddet mağduru sayılmak için şiddete uğramış olmak gerekmez. Şiddete uğrama olasılığı varsa dahi bu kanun kapsamında koruma altına girer. Örneğin bir ailede anne şiddet görüyorsa baba çocuklarına şiddet uygulamasa da çocuklar dolaylı olarak şiddet mağduru sayılırlar.
Kanun Kapsamında Alınan Koruyucu ve Önleyici Tedbirler:
Tedbir Kararı: Bu kanun kapsamında, şiddet mağdurları ve şiddet uygulayanlar hakkında hakim, kolluk görevlileri ve mülki amirler tarafından istem üzerine veya resmen verilebilecek kararlardır.
Koruyucu Tedbirler: koruyucu tedbirler, şiddet mağdurunu korumak için alınan tedbirlerdir. Bu kapsamda tedbirler kanunda açıkça belirtilmiştir. İhtiyaç halinde barınma yeri sağlanması, maddi destek verilmesi, hukuki, psikolojik destek hizmetleri verilmesi, mağdurun çocuklarının eğitime yönlendirilmesi, gerekli görülmesi halinde iş yeri değişikliği, ya da kimlik değişikliği sağlanması gibi tedbirler alınabilir.
Önleyici Tedbirler: Şiddet failine karşı alınan tedbirlerdir. Önleyici tedbirler kural olarak hakim tarafından alınır. Şiddet failini etkileyen tedbirlerdir. Korumak kişilerin evlerine, okullarına veya işyerlerine yaklaşmaması, uzaklaştırma kararı alınması, gerekli görüldüğü hallerde çocuklarıyla refakatçi eşliğinde görüşmesi eğer çocukların hayati tehlikesi varsa hiç görüşmemesi gibi tedbirlerdir.
Özellikle koruyucu tedbirlerin büyük bir gizlilik içinde olması gereklidir. Şiddet mağduruna barınma yeri sağlandıysa yeni yeri şiddet faili bilmemelidir.
ŞÖNİM
ŞÖNİM yani Şiddeti Önleme ve İzleme Merkezleri 6284 nolu kanunla kurulmuştur. Bu merkezlere şiddet mağdurları 7/24 başvurabilirler. ŞÖNİM; mağdurlara, barınma yeri, maddi yardım, eğer tarafların davası varsa bilgi bankası oluşturmak, psikolojik, kültürel, hukuki destek sağlanması, topluma şiddetin sonlanmasıyla ilgili çalışmalar yapıp aktarılması, kişilerin iş bulmalarına yardımcı olmak, verilen koruyucu ve önleyici tedbirlere uyulup uyulmadığını gözlemlemek gibi kişiyi tabiricaizse mağduru yeniden hayata kazandırmak ve şiddeti önleyebilmek adına hareket alır.
Eğer kişinin herhangi bir bağımlılığı varsa gerekli yerlerde tedavi olması da sağlanır.
Şiddetin İhbar Edilmesi
Türk Ceza Kanununda da düzenlenen ihbar müessesesi, hiç şüphesiz ki insanlık görevidir. Bu bağlamda bir şiddeti gören kimse ilgili kolluk görevlilerine bu durumu ihbar edebilir. Kolluk görevlilerinin ihbarı aldıkları zaman gecikmeksizin müdahale etmeleri gerekmektedir.
Ludizm: İngiltere’de Ortaya Çıkmış Bir Çeşit Teknoloji Karşıtlığı TIKLAYINIZ
Lira, Kuruş ve Daha Fazlası: Kullandığımız Paraların Kökenleri TIKLAYINIZ
Ketçap’ın Antik Çağlara Uzanan Hayret Verici Hikayesi TIKLAYINIZ