Centilmen Futbolcunun Trajik Ölümü: Andrés Escobar

Futbol gerçekten dünya çapında milyonlarca insan için muazzam bir tutku. Hele konu Dünya Kupası olunca futbolun o renkli atmosferini dünyanın neresinde olursanız olun hissediyorsunuz. Bu gezegende futbol hayatın çok içinde. Peki ama bir ölüm kalım meselesi mi?

Tarihe hüzün dolu bir şekilde ismini kazıyan Andrés Escobar Saldarriaga, 13 Mart 1967 tarihinde Kolombiya’da doğmuştur. Onun gençliğini yaşadığı Kolombiya tekin bir Latin Amarika ülkesi değildi. Tarihin en büyük uyuşturucu baronu Pablo Escobar’ın, ülkede siyasetten futbola her alanda çokça etkisi vardı. Tüm ülke uyuşturucu kaçakçılığından muzdaripti. Mafyalar çeteler ve suç örgütleri almış başlarını gidiyorlardı.

Andres Escobar’ın doğum yeri Medellín’dir ki o zamanlar bu şehir, tarihin en yoğun uyuşturucu trafiğine ev sahipliği yapmaktadır. Bu çetelerin en büyüğünün başında ise Pablo Escobar vardı. Lakin Andrés Escobar ile Pablo Escobar arasındaki bağ sadece tesadüfen oluşmuş bir isim benzerliğidir. Andrés ile meşhur kartel Escobar arasında herhangi bir akrabalık yoktur. Pablo Escobar hakkında Netflix’te yayımlanan “NARCOS” dizisini herkese öneririm.

Kolombiya’dan Harika Bir Başlangıç

Bunların yanı sıra 1994 Dünya kupasına giderken Kolombiya ulusal futbol takımının üzerinde o sene yoğun bir baskı vardı. Kahramanımız da 1994 yılının Kolombiya kadrosundaki nadir beyaz oyunculardan biriydi. Andres için hiç kimse ırkçılıktan söz etmiyordu. Kolombiya grup elemelerinin son karşılaşmasında Maradonalı Arjantin’i mükemmel bir futbolla 6-0 yenmişti. Böylece bir anda tüm otoritelerin ve dolayısıyla da müşterek bahisçilerin dikkatini çekmişti. Bir de Brezilya’nın tutmayan tahminleriyle ünlü futbol ikonu Pele’nin turnuva öncesi açıklaması beklentileri arşa çıkarmıştı. Kariyerinde 3 kez dünya kupası kazanan ikon, Escobar’ın takımını hakkında “favorim” diye bahsetmişti. E, ülke de bayağı bir gaza gelmişti. Fakat, maalesef işler turnuva öncesinde olduğu gibi gitmeyecekti. Bu durum da 26 yaşındaki Andres Escobar’ın sonunu getirecekti.

Futbol Uğruna Verilen Bir Can

Ülkenin büyük para babalarının hepsi uyuşturucu taciriydi. Ayrıca Arjantine karşı alınan tarihi zafer yüzünden oynanacak maçlara bol miktarda para basmışlardı. Ama işte futbol bu, sağı solu belli olmaz. Gelin görün ki Kolombiya ilk maçta Romanya karşısında 3 gol yedi. Bunun sonucunda daha ilk karşılaşmadan sinirler gerildi. 2. maç ev sahibi Amerika Birleşik Devletleri ileydi ve kazanılmasi şarttı. ABD ise FIFA Dünya Kupası’nın ilk turunu geçemeyen ilk organizatör ülke olmak istemiyordu.

Bu karşılaşmayla ilgili çok fazla spekülasyon yapıldı. Kolombiya’nın kötü futbolunun normal olmadığı ve bahiscilerin yönlendirmeleriyle böyle bir facianın yaşandığı konuşuldu. Bunu bilmek imkansız. Ama kesin olan bir şey var. Kendi kalesine attığı golle yenilgide açılışı yapan Andres Escobar bu maçtan 10 gün sonra doğduğu şehir Medellin’de bir bar çıkışında bir ilkokul öğretmeni tarafından tamı tamına 12 kurşunla vurularak öldürüldü. Anlatılanlara göre katil öğretmen talihsiz topçuya sıktığı her kurşundan sonra “GOL” diye bağırmıştı. Olayın ardından öğretmen yakalandı ve hapis cezasına çarptırıldı. Escobar’ın ise bir heykeli dikildi ve cenazesine 120 bin kişi katıldı.

Hüzün Dolu Bir Son

Mafyanın etkisinin çokça yüksek olduğu bu ülkede, futbol ve Dünya Kupası yüzünden bir topçu şehit oldu diyebiliriz. Yalnız bu olgular bizi bir araya getirmek, hep beraber güzel bağlar oluşturmak için varlar. Asla bizi birbirimizden ayırmak, düşman edinmek hele birilerine vurup kırmak, öldürmek için yoklar. İşte bu ifadeyi hiçbir zaman unutmamalı ve hem kendimize hem de çevremize sık sık hatırlatmalıyız. Evet futbol hayattan çok şey içeriyor, ne duygular ne coşkular ne hüzünler… Lakin bu durum bir ölüm kalım meselesi haline gelmemeli.

Futbol dolu mükemmel günler geçirmeniz dileğiyle! Hoşça kalın.