Deli Mike, zamanında Avrupa merkezli bir şirket olan Skytrax tarafından Avrupa’nın en iyi havayolu olarak gösterilen ve şu anda dünyada en çok merkeze uçuş düzenleyen bayrak taşıyıcı havayolumuz Türk Hava Yolları’nın bir dönem filosunda bulundurduğu 4 motorlu bir canavarın ilginç, tuhaf ve paranormal hikayesi.
Bu yazımızda 90’lı yılların sonunda Türk Hava Yolları’nın Airbus’tan satın aldığı TC-JDM kuyruk tescilli Airbus A340-300 modeli olan, adını kuyruk tescilindeki JDM’nin DM’sinden alan ve birçok tuhaf ve paranormal olaya sahne olan Deli Mike uçağından bahsedeceğiz.
Uçağın Modeli ve Özellikleri
Öncelikle yazımızın konusu olan uçağın modelinden ve özelliklerinden bahsedelim. Airbus A340-300 modeli, ilk uçuşunu 1991 senesinde yapan, Airbus tarafından üretilmiş olan 4 motora, geniş gövdeye ve uzun menzile sahip bir yolcu uçağıdır. Piyasaya sürüldüğü dönemde döneminin en üst düzey teknolojilerine sahipti ve aynı zamanda kendisiyle aynı tarihlerde üretilen Mcdonald Douglest’ın ürettiği MD-11’i oldukça geride bırakmıştı. Son olarak bu uçak hiç ölümcül kaza geçirmeyen nadir uçak modellerinden biridir.
Uçağın Türk Hava Yolları Filosuna Katılması
1990 senesinde kısa menzilli uçuşlardansa, ülke ekonomisine daha fazla katkı sunmak ve şirketi büyütmek isteyen şirket, Amerika Japonya ve Çin gibi uzak ülkelere sefer düzenlemek için kolları sıvadı ve o dönemde yeni piyasaya sürülecek olan A340’ları filosuna katmak için Airbus ile görüşmelere başladı. Sıkı geçen pazarlık sonucunda tanesi 120 milyon dolar olan uçakların fiyatı 94 buçuk milyon dolara indirildi ve 5’i kesin 5’i opsiyonel olarak toplam 10 adet A340 sipariş edildi. Bu uçaklar ağırlıklı olarak hacıları taşımada ve uzun menzilli uçuşlarda kullanıldı. Hepsi de THY’nin efsaneleri oldular ancak bir tanesi diğerlerinden de ayrılıp ikonikleşti ki o uçak “Deli Mike”tan başkası değildi.
Deli Mike ve Tuhaflıkları
Gelelim yazımısın ana konusuna. Filodaki A340’lardan biri olan TC-JDM kuyruk tescilli uçak yani Deli Mike filoya girdiği günden beri oldukça ilginç ve hala açıklanamayan bazı tuhaf arızalar yaşamaya başladı. Kimi zaman kalkıştan sonra iniş takımlarının kapağını kapatmamış kimi zaman hidroliklerinde sıkıntı çıkmış kimi zamanda durup dururken kokpit camını çatlatmış. Bunun dışında kabin ışıklandırmasını kendi kafasına göre düzenlemiş, mesela uçağın arka koltuklarındaki bir yolcu kendi ışığını açtığında farklı koltuklardaki yolcuların ışıkları yanarmış ve daha ilginci acil çıkış ışıklarını düz bir şekilde değilde önden arkaya Meksika Dalgası şeklinde yakarmış. Çoğu zaman sanki uçuşa çıkmak istemiyormuş gibi çok da ciddi olmayan bir arıza verip hangarına geri dönüyormuş. Bu olayların üzerine uçaktaki sorunları çözmeye çalışan Airbus teknik ekibi bile bu olaylar karşısında bir çözüm bulamamış, sorunu anlayamamış ve en sonunda pes etmişler. Ancak bu olayların hepsine rağmen yolcularını güvenle taşımış ve yaşadığı bu olaylar da havacılık tarihine böyle tatlı bir hikaye bırakmıştır.
Kaynakça: Kerem Gök Youtube, www.wikipedia.com, Cem Kozlu: “Bulutların Üstlerine Yükselirken”, Jetphotos.com.